Kendine Dikkat Et

İsa başını kaldırdı, mabedin bağış kutusuna bağışlarını atan zenginleri gördü. Bu arada fakir bir dul kadın kutuya iki bakır para attı.

İsa bunu görünce şöyle dedi: “Bu fakir dul kadın sadece iki bakır para verdi. Fakat size hakikati söyleyeyim, o herkesten fazla verdi. Çünkü diğerleri kutuya servetlerinden artanı attılar. Bu kadın ise çok fakir olduğu halde varını yoğunu verdi.”

Bazı kişiler mabedi göstererek, “Ne güzel taşlarla ve adaklarla süslenmiş!” dediler.

İsa, “Gün gelecek, burada gördüğünüz her şey yıkılacak. Taş üstünde taş kalmayacak” dedi. 

Onlar da, “Hocam, bu dediklerin ne zaman olacak? Bunların olacağını gösteren alâmet ne?” diye sordular.

İsa şöyle dedi: “Dikkat edin! Kimse sizi aldatmasın. Birçokları ortaya çıkıp benim adımı kullanacaklar. ‘Ben Mesih’im’ ve, ‘Vakit yaklaştı’ diyecekler. Onların peşine takılmayın! Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması lazımdır. Fakat bu, henüz her şeyin sonu değildir.” 

Sonra şunları ekledi: “Millet millete, devlet devlete savaş açacak. Yer yer şiddetli depremler, kıtlıklar ve salgın hastalıklar baş gösterecek. Korkunç olaylar olacak, gökte olağanüstü alâmetler görünecek. 

“Fakat bütün bunlar olmadan önce insanlar sizi yakalayıp zulmedecekler. Sizi mahkûm etmek için havralara teslim edecekler, zindanlara atacaklar; hükümdarların, valilerin önüne sürükleyecekler. Bütün bunlar şakirtlerim olduğunuz için başınıza gelecek. Fakat bu sayede bana şahitlik edeceksiniz. O durumlarda sakın ‘Kendimizi nasıl savunacağız?’ diye düşünmeyin. Ben size hitabet gücü ve hikmet vereceğim; hasımlarınız buna karşı koyamayacak, bir şey diyemeyecek. Anne babanız, kardeşleriniz, akrabalarınız ve arkadaşlarınız bile size ihanet edip bazılarınızı öldürtecekler. Şakirtlerim olduğunuz için herkes sizden nefret edecek. Fakat saçınızın tek bir teline bile zarar gelmeyecek. Sabrederek canlarınızı kurtaracaksınız.” 

“Kudüs’ün ordular tarafından kuşatıldığını gördüğünüzde bilin ki, şehrin yıkımı yaklaşmıştır. O zaman Yahudiye’de olanlar dağlara kaçsın. Kudüs’tekiler de oradan ayrılsın. Kırda olanlar şehre dönmesin. O günler peygamberlerin yazdıklarının yerine geleceği, Allah’ın bu halkı cezalandıracağı günlerdir. O günlerde hamile olan ya da çocuk emziren kadınların vay haline! Çünkü ülke çok sıkıntılı günler yaşayacak. Bu halk Allah’ın gazabına uğrayacak. Halkın bir bölümü kılıçtan geçirilecek, diğerleri de esir alınıp milletler arasına dağıtılacak. Kudüs yabancıların işgali sona erene kadar onların ayakları altında çiğnenecek. 

“Güneşte, ayda ve yıldızlarda şaşılacak alâmetler görülecek. Bütün yeryüzündeki milletler denizin uğultusu ve dalgaların çarpmasıyla altüst olup şaşkına dönecekler. İnsanlar dünyanın başına gelecek felâketleri beklerken korkudan bayılacak. Çünkü semavî kudretler sarsılacak. O zaman İnsanoğlu’nun bulutlarla, büyük kudret ve ihtişamla geldiğini görecekler. Bunlar yerine gelmeye başladığında dik durup başınızı kaldırın, yılmayın. Çünkü kurtuluşunuz yakındır.” 

Sonra İsa onlara şu misali anlattı: “İncir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. Ağaçlar yapraklanınca yaz mevsiminin yaklaştığını anlarsınız. Aynı şekilde bu olaylar olduğunda bilin ki, Allah’ın Hükümranlığı yakındır. Emin olun, bütün bu şeyler olmadan bu nesil yok olmayacak. Yer ve gök ortadan kalkacak, fakat benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.” 

“Kendinize dikkat edin. Sefahate, sarhoşluğa ve bu hayatın kaygılarına kapılmayın. Kıyamet günü sizi beklenmedik bir anda tuzak gibi yakalamasın. Çünkü o gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir. Bu yüzden her an tetikte olun. Bütün bu olacakları atlatmak ve İnsanoğlu’nun huzuruna cesaretle çıkabilmek için dua edin.”

İsa gündüzleri mabet alanında vaaz ediyordu, geceleri ise şehirden ayrılıp Zeytin Dağı’nda konaklıyordu. Halk da sabah erkenden mabette İsa’yı dinlemeye gidiyordu.

Luka

Bu yazı Aşk, Edebiyat, Hayat, Kitaplar, Sevgi içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap bırakın